GÜNEŞLENMEYLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN 7 YANLIŞ
“Belirli saatlerde güneşe çıkılırsa zararlı etkileri daha azdır”, “Çok açık tenli olmayan kişilerin kanser riski daha düşüktür?’, “Güneş ışınları sadece yaz aylarında tehlikelidir?”. Benzer birçok yaygın inanış, güneşten doğru şekilde korunmaya engel olarak cilt kanserlerine karşı riskin artmasına neden olabiliyor… Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı güneşle aramıza mesafe koymamızı engelleyen doğru bildiğimiz yanlışlarımızı anlattı…
Güneşin zararlı ışınlarının hem cilt kanseriyle olan ilişkisi, hem de cilt yaşlanması üzerine olumsuz etkileri çok net biliniyor. Ancak, tatil dönemi gelip güneşle baş başa kaldığımızda, biraz bronzlaşmanın çok da zarar vermeyeceğine kendimizi inandırıyor ya da inandırmak istiyoruz. Fakat, bugün dünya genelinde oldukça yaygın görülen cilt kanserlerinden korunmanın en temel yolunun güneşin zararlı ultraviyole ışınlarına karşı korunmaktan geçtiği biliniyor. Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı, bu nedenle, sadece tatil yaparken değil, parkta yürürken, koşarken ya da piknik yaparken de önlem almak gerektiğine işaret ediyor…
GÜNEŞ IŞINLARI 10.00-14.00 SAATLERİ ARASINDA TEHLİKELİ
Yanlış, çünkü: Her ne kadar güneş ışınlarının dik gelmediği öğleden sonra saatlerinde zararlı olmadığı düşünülse de bu doğru değil. Zira, öğle saatlerinde güneş yanıklarının yüzde 75-80’inden sorumlu olan UVB ışınları yoğunlaşırken, güneş yanıklarının yüzde 20-25 inden sorumlu olan UVA günün her saatinde aynı yoğunlukta geliyor. Bu nedenle günlerin uzun olduğu yaz aylarında deri kanserleri açısından önemli bir risk oluşturuyor. Dolayısıyla güneş, ışınlarının dik olarak gelmediği saatlerde de tehlike yaratabileceğinden her iki saatte bir koruyucu krem kullanmayı alışkanlık haline getirmek önem taşıyor.
KOYU TENLİ OLANLARIN KORUNMAYA İHTİYACI YOKTUR
Yanlış, çünkü: Koyu bir tene sahip olan kişilerin cildinde daha fazla melanin pigmentleri bulunuyor. Bu pigmentler güneş ışınlarına karşı bariyer oluşturarak cildi korusa da bu yeterli olmuyor. Dolayısıyla, koyu tenli kişilerin de cilt kanseri ve yaşlanmasına karşı en az 30 faktörlü bir güneş koruyucu kullanmaya dikkat etmeleri gerekiyor.
YÜZ KORUNMALI, KOL VE BACAKLARI BRONZLAŞTIRMALI
Yanlış, çünkü: Düşünülenin aksine malign melanom denilen cilt kanserleri kadınlarda yoğun güneş alınan bacak ve özellikle baldır bölgesinde daha sık görülüyor. Bu nedenle daha hassas olan yüzün dışında, güneş gören tüm bölgelerde geniş spektrumlu bir güneş koruyucunun kullanılmasında fayda var.
GÖLGEDE OTURMAK GÜNEŞTEN KORUNMAK İÇİN YETERLİ
Yanlış, çünkü: Direkt güneşin altında kalmadan, gölgede veya büyük bir şemsiye altında oturmak güneş ışınlarını engellemek için yeterli olmadığını söyleyen Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı, “Güneş ışınlarının yüzde 80’inin bulutlardan da geçebileceği ve bu nedenle kapalı havalarda bile zararlı olabileceğinin unutulmaması gerekiyor. Çünkü, havuz-deniz suyu veya kum da UV ışınlarını yansıttığı için güneşin olumsuz etkileri devam ediyor. Bu nedenle yaz aylarında öğle saatlerinde gölgede bile olsa dışarıda bulunmamak gerekiyor” diyor.
GÜNEŞLENMEYLE SİVİLCELER İYİLEŞİR
Yanlış, çünkü: Başlangıçta deri renginin koyulaşmasıyla sivilcenin oluşturduğu kızarıklık maskelendiğinden güneşin sivilceleri iyileştirdiği zannediliyor. Ancak bir çeşit illüzyondan ibaret olan bu durumun tam aksi gerçekleşiyor. Güneş ışınları deriden su ve nem kaybına neden olduğu için derinin bariyeri bozuluyor ve kuruluk oluşuyor. İlerleyen zamanda cilt bu kuruluğu tolere edebilmek ve deri bariyerini onarabilmek için daha fazla yağ salgılamak zorunda kaldığından yağ bezleri büyüyor. Bu da sivilcelerde artışa, leke ve iz kalmasına neden oluyor.
YIL BOYU GÜNEŞ KREMİ KULLANILIRSA, TATİLDE KORUNULMASA DA OLUR
Yanlış, çünkü: Yıl boyunca 30 faktör veya üzeri güneş koruyucu ürün kullanmak UV hasarına karşı alınabilecek en etkili önlemlerden birini oluşturuyor. Fakat bu yaklaşımdan bir hafta bile uzak kalmak, tüm yıl gösterilen özenin boşa gitmesine neden olabiliyor. Çünkü, cilt hücreleri günlük olarak maruz kalınan güneş ışınlarından kendini korumak için gerektiği miktarda melanin üretiyor. Ancak, yaz aylarında aralıklı bile olsa yoğun şekilde güneşe maruz kalındığında, cilt hücreleri alıştıkları oranların dışındaki yoğun UV ışınlarına karşı kendilerini koruyamıyor. Sonuçta ortaya çıkan DNA hasarı, kırışıklıklarla birlikte malign melanom ve bazal hücreli kanser riskinin de artmasına neden oluyor.
YÜKSEK KORUMA FAKTÖRLÜ KORUYUCULARLA UZUN SÜRE GÜNEŞLENİLEBİLİR
Yanlış, çünkü: Güneş koruyucular ultraviyole ışınlarının çoğunluğunu yansıtıp dağıtarak cilt tarafından emilmesini engellese de ne yazık ki tamamına engel olamıyor. Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı, araştırmalarda güneş koruyucuların yarattığı güvenle uzun süre güneşte kalmanın cilt kanserlerinde artışa neden olduğunun tespit edildiğini belirtiyor. Bu nedenle güneş koruyucuların kanserden korunmada tek ve yeterli seçenek olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Dr. Seher Arı, “Uzun kollu tişört ve pantolon giymek en iyi güneşten korunma yöntemidir. Beraberinde kulak ve enseyi de örtecek şekilde şapka takmak, güneş gözlüğü kullanmak gerekir. Diğer önemli bir alışkanlık da gölgenizi takip etmektir. Eğer gölgeniz kendinizden kısa ise güneş ışınları dik geliyor ve zararlı demektir. Bu durumda gölgelik bir yer veya kapalı alanlara geçilmelidir” diyor.