NIKE ‘KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ PERFORMANS ÇAĞI’NI BAŞLATIYOR
1977 yılında, genç bir marka olan Nike reklamında: “Yarışmada galip gelmek nispeten kolaydır. Kendinize karşı galip gelmek ise hiç bitmeyen bir kararlılıktır” sözüne yer verdi. Hikayedeki kahraman ise tüm inadıyla hayali Nike’ın kuruluşundan itibaren benimsediği ve sürekli gelişimi ifade eden “no-finish-line” felsefesine dikkat çekmeye çalışan yalnız bir koşucuydu. Sonraki yıllarda adım adım, Nike ürünleri ve yenilikleri şaşırtıcı atletik işlere uyum sağladı ve onları kullanılabilir hale getirdi. New York’ta gerçekleşen toplantıda NIKE Inc. Başkanı ve CEO’su Mark Parker “Kişiselleştirilmiş Performans Çağı”’nın resmi açılışını gerçekleştirdi ve Nike HyperAdapt 1.0’ın gelmesi ile büyüyen yenilik dalgasını gözler önüne serdi.
AIR MAXIMIZED
Nike Air VaporMax, Nike’ın bugüne kadarki en ileri düzey Air (hava taban) teknolojisini içeriyor. Daha üst düzeyde hedeflenmiş Air konumuyla yetinmeyen Nike Air VaporMax, aynı zamanda eskisinden daha fazla Air içeriğine de sahip. Geleneksel orta taban köpüğü tamamen atarak, yapısına herhangi bir zarar vermeksizin daha fazla esneklik sağlayan kullanıma geçti. Ağırlığın ve fazla malzemenin azaltılması, mevcut yapıdan vazgeçmeksizin daha hafif ve esnek bir tasarım sunuyor. Ayakkabıdaki daha fazla Air, kullanıcılar için daha fazla hava anlamına geliyor.
Benzer şekilde, Nike Zoom Air de sporcu ve oyuna daha uygun bir hale geliyor. Yeni Nike Air Zoom KD9 ‘da konik uçlu Zoom Air birimi basketbolda ilk kez topuktan başparmağa kadar uzanıyor. Üç yıl süren test süreciyle geliştirilen her bir adımda sıkıştırma sağlayan yastık topuk kısmı 16 mm kalınlıktayken ön ayak kısmında 10 mm kalınlığa doğru daralıyor. Tekdüze bir Zoom Air tercih edilen Nike Hyperdunk 2016, tam ayakaltında konumlandırılarak, tramplen tarzı sıçrama kabiliyetini ortaya çıkarıyor.
Nike Free platformlarının dönüm noktası olan dönem ve iki köpüğü bir parça haline getirmek üzere tutkal yerine ısının kullanıldığı çift enjeksiyonlu teknoloji Nike Lunarlon ile başlıyor. Geliştirilmiş Nike Free işlemesi ise yeni Nike Free RN Motion Flyknit ile tanıtıldı. Ayağın yerden yükselirken ve tekrar yere basarken nasıl genişlediğini ve temas sağladığını ortaya çıkaran sistemle tasarlandı. Orta tabanda yer alan geometrik birimler ise ayak boyutundaki büyük değişimlere açıklama getiriyor. Uzunluk olarak yaklaşık bir boy ve en olarak iki boy olan bu birimler de koşucunun en doğal kullanımını yapmasını sağlıyor. Yeni Lunarlon orta taban lazer yan kesimleri ve basınç haritasından ilham alan pistonları kullanarak hedeflenen esnekliği ve daha iyi yastık kısmı ile enerji dönüşüne yardımcı oluyor.
FLY(ER)KNIT
Flyknit çıkışından dört yıl sonra da performans ayakkabıları arasında ilk sıradaki yerini koruyor. Nike tasarımcıları her bir pikseli meydana getirerek spora özgü faydaların çoklu boyutlarını bir araya getirdi.
Flyknit’in boyutlu hale gelmesi Nike’in sürekli gelişen kategorilerini temsil ediyor. Bu devrim niteliğindeki gelişime ise Nike LunarEpic Flyknit koşu ayakkabısı, Nike Air Zoom KD9 basketbol ayakkabısı ve Nike Hyperdunk 2016 ve Nike Zoom Superfly Flyknit ayakkabısı eşlik ediyor. Bu modellerin her biri bütünleşik hassasiyet ile meydana getirilirken sporcuların ihtiyaç duyduğu esnekliği sağlıyor.
‘Nike tasarımcıları her bir pikseli dikkatle tasarlayarak spora özgü faydaların çoklu boyutlarını bir araya getiriyor’
Nike LunarEpic Flyknit üzerinde; boğaz, topuk ve ön ayak kısmında kolay geçiş sağlamak üzere doğrudan örgü kullanılıyor. Orta uzunluktaki boğaz destekleri kavrama hissine hem fiziksel hem de duyu yolu ile yardımcı olurken, bütünleşik Flywire bağları da gücü destekliyor. Düşük kesim Nike Air Zoom KD9 üzerinde yer alan Flyknit özel olarak, belirleyici ağ yapısı ile basketbolun çok yönlü hareketi ve Durant’ın çabukluğuna dikkat çeken özelliklere sahip.
Nike Hyperdunk 2016’nın ultra yüksek Flyknit üst kısmı, sıkıca kavrama hissini güçlendirirken destek veya dinamik streç için hedeflenen bölgelere göre tasarlandı. Ön ayak kısmındaki Flywire bağları da pivotlar, kesimler ve zıplamalar için gerekli desteği veriyor.
Nike Zoom Superfly Flyknit daha da özel hale gelerek, merkezkaç kuvvetine uyumlu orta ayak desteği sağlıyor. Buna ek olarak, Flyknit özünde olan yapısı itibariyle ağırlığı ortadan kaldırıyor.
Haziran 2015’te, Nike 500 Küresel Flyknit ile ilgili patent alarak ortalama %60 atığı azalttı. 2012’den itibaren Flyknit teknolojisi sayesinde azaltılan atık yaklaşık olarak 2.5 Milyon basketbol topunun ağırlığına eşit.
TAKIMDA ‘BEN’ YOKTUR
Tıpkı bir star forvetin oyun kazandıran dengenin yalnızca bir parçası olduğu gibi, devrim niteliğindeki ayakkabılar da insan potansiyelini ileriye taşımak üzere olan macerada yalnızca bir araç konumunda yer alıyor. Nike, atletlerin tüm dikkat dağıtıcı şeylerin ortadan kaldırılarak kafalarını ve vücutlarını ellerindeki bir işe odaklamaları için tepeden tırnağa bir sisteme ihtiyaç duyduğunu biliyor. Bu bütünleşik yaklaşım ise firmanın tüm spor dalları için tasarımını etkiliyor.
Sistem, hafif ve hava alan tişört ve şortların üretilmesini sağlayan yeni Nike Vapor Kit’in AeroSwift teknolojisiyle başlıyor. Yüksek performans iplik, ürünlerin eskilerinden yüzde 10 daha hafif ve yüzde 50 daha esnek olmasını sağlıyor. Nefes aldırma, esneklik ve uyumu arttıran tek ve çift dikişleri entegre eden yeni bir dikiş süreci Cristiano Ronaldo’yu da etkiledi. Ronaldo: “Bu yeni kit daha hafif ve çevik hissetmemizi sağlıyor” dedi.
Aynı sıfır dikkat dağıtma ortamı Nike Hyperstrong Match Sleeves için de kullanıldı. Bugünün oyun koşullarına adapte edilen yeni çevikliği azaltmayacak şekilde ek ayak bileği desteği sağlıyor ve yüksek risk taşıyan bölgelerde koruma pedleri bulunuyor. Aynı zamanda iki taraflı olarak giyilebilen ve nano-fiber sayesinde daha çok sürtünme entegre eden yeni NikeGRIP çoraplarla da uyumlu olan yeni tasarım Nike kramponların mikro fiber astarıyla da uyumlu. Bunun yanında çoraplar ayakkabının kaymasını önlüyor. Kullanılan teknoloji en son element olan krampon Nike Mercurial Superfly dahil olmak üzere bütün futbol ayakkabılarına dayanıyor. Yüzeysel olarak bakıldığında sadece hızı arttırdığı düşünülen krampon 3D speed-rib texture özelliği sunan Flyknit’in üst kısmı ile başlayan kendi tempo yükseltme sistemi ilk kez tanıtıldı. Topun sürtünmesi için tasarlanan üst kısım daha hızlı bir vuruş için ayağın tüm konturlarını belirginleştiren %40 daha hafif anatomik bir tabanla birleştirildi. Son olarak, pençe gibi tasarlanan bir frenleme sistemi hızın kontrol altında tutulmasını sağlıyor.
HER ZAMAN KİŞİSEL
Nike Zoom Superfly Flyknit
Halı saha, saha veya sokakta bu sektörü yönlendiren tasarımlar, Nike’ın tüm tasarımlarının ve yeniliğinin başlangıç noktası olan sporcunun sesinin dinlenmesinden doğuyor. Bazen bu ses bedenin yorgun hissetmesiyle içerden gelebilir. İhtiyaç duyulan baskı, gerginlik ve nefes alabilme özelliklerinin her biri Nike’ın katmanlı performans taytları koleksiyonunda olduğu gibi yeni buluşlara zemin hazırlıyor.
Allyson Felix ile beraber oluşturulan ayakkabı, altın madalyalı koşucu ile performans artıracak mükemmel uyum ve hissi bulmayı amaçlayan NSRL (Nike Sport Research Lab) üyeleri ve Nike Flyknit mühendisleri arasındaki kapsamlı fikir alışverişi ile ortaya çıktı.
Felix’in önerileri üzerinde çalışırken, ayakkabının tabanını istenen esneklik ve uyuma kavuşturan tasarım yapılırken Felix’in ayağının 3D çıktısı kullanıldı. Daha sonra Flyknit mühendisleri Felix’in her gün yaşamak istediği duyguyu yarışa hazır ayakkabının üst kısmına dönüştürdüler. Ayağın daha büyük bir kısmını desteklemek ve hareket halinde akışkanlığa yardım etmek amacıyla örgüyü hassasiyetle uyarlayarak hacmi azalttılar ve üst kısmı üçte bir yüksekliğe çıkardılar. Felix’in kendi sözleriyle belirtirsek, sonuç olarak “sanki ayağınızın bir uzantısı” oldu.
BUZDAĞININ GÖRÜNEN UCU
Nike Zoom Superfly Flyknit, atletleri kendi sınırlarını aşmaya teşvik ederken bir diğer Nike yeniliği olan Nike HyperAdapt 1.0 gerçeği yeniden tanımlıyor. Sportif ayarlanabilir bağcığın ilk performans aracı olan Nike HyperAdapt 1.0 bağcık ve gerginlik tercihinde kişisel farklılıklara nihai bir çözüm önererek geleneksel uyum anlayışına meydan okuyor ve bu ayarlanabilir buzdağının sadece görünen kısmı.
Nike Zoom Superfly Flyknit gibi oldukça kişiselleştirilmiş bir tasarım hayata geçirildiğinde veya bir zamanların fantastik teknolojisi Nike HyperAdapt 1.0 yaratıldığında, bitiş çizgisi sıfırlanıyor. Artık hedef, aynı kişiselleştirilmiş performansı ve ilhamı tüm atletlere sunmak oluyor ki, Nike bu hedefi tüm kullanıcılara kendi potansiyellerini keşfetmeleri için olanak sunan Nike+ uygulamasıyla yaşatıyor.
ORADA, BURADA, HER YERDE
Çoğu uygulama, kullanıcıları sadece birer veri olarak görürken, Mark Parker’ın da söylediği gibi Nike+ bir “gösterge paneli”nden çok daha fazlası. O kişisel bir bağ.
Uygulama, Nike’ı uzun zamandır spor kültürünün zirvesinde tutan bu gıpta ile bakılan ürüne erişimi kolaylaştırıyor. Ayrıca, sporculara özel öneriler, rehber eşliğinde spor antrenmanı, motive edici müzikler ve özel davetler de dahil olmak üzere atletlerin potansiyellerine ulaşması için ihtiyaç duyabilecekleri diğer her şeye kolay erişim sağlıyor.