SağlıkYaşam

DİJİTAL UYGULAMALAR DİŞLERİMİZİ DE KORUYOR!

Mars’ın yörüngesine gönderilen spor arabalar, kendi kendini idare eden otonom araçlar, buzdolabındaki sütün bittiğini mesajla haber veren iletişim sistemleri. Bütün bunlar dijitalleşme ile hayatımıza giren yeni gerçeklikler. Peki dünyayı yeniden dizayn eden bu eğilim sağlığa nasıl yansıyor? Örneğin küçük büyük hemen hemen herkesin korktuğu diş hekimi koltuğunda dijitalleşmenin yeri var mı? “Dijitalleşme bizde 1990’larda başladı ama o zaman kullanılan ekipmanlar 1950’lerin devasa bilgisayarları büyüklüğündeydi. Şimdi ise dijitalleşme sayesinde hasta daha koltukta otururken implantını, porselen dolgusunu tasarlayabiliyor ve 25 dakika içerisinde takabiliyoruz” diyen Acıbadem Altunizade Hastanesi Diş Hekimleri Dr. Hatice Ağan ve Dt. Mete Dalbeler, bu alandaki heyecan verici gelişmeler hakkında detaylı bilgiler paylaştı.

Beyazlatmadan implantlara kadar dijital uygulamalar

2017 yılında Çin’de bir kadına ilk kez tamamen başından sonuna bir robot tarafından gerçekleştirilen bir diş ameliyatı yapıldı. Ameliyatı yapan otonom robot, 3 boyutlu olarak tasarlanıp yazdırılmış 2 adet dişi hastanın ağzına yerleştirdi ve bunu yaparken insanlardan yardım almadı. Ameliyatta hazır bulunan iki uzman, robota yardımcı olmak için değil yalnızca gözlem yapmak için oradaydı.

Diş hekimliği uygulamalarında 1990’lı yıllarda başlayan dijitalleşme elbette yalnızca robotlardan ibaret değil. Hem teşhisin doğruluğunu hem de hastanın diş hekimi koltuğundaki konforunu artıran ve ciddi ölçüde zaman tasarrufu sağlayan dijital diş hekimliği uygulamalarında “ağız içinden 3 boyutlu görüntü alınması” kilit noktayı oluşturuyor. Bu uygulamanın getirdiği en büyük özelliklerden biri hastanın ağzına, öğürme ya da bulantı refleksi gibi sorunlara yol açan kalıp hamurlarını yerleştirme zorunluluğunu ortadan kaldırması. Hata oranını minimuma indiren bu modelleme sayesinde ayrıca daha önce günler süren yeni implant, protez ya da dolgular daha hasta diş hekimi koltuğundan kalkmadan üretilebiliyor, üstelik hastanın tedavisi de hızla yapılarak implant veya dolgu hemen yerleştirilebiliyor.

Dijitalleşmenin getirileri saymakla bitmiyor

Klasik diş hekimliği uygulamalarında hastanın sorununa tam olarak teşhis konulması ve tedavi ihtiyaçlarının belirlenmesi en az birkaç seans alırken hekime çok geniş bir hareket yetisi kazandıran 3 boyutlu görüntüleme sayesinde hastanın şikayetine daha ilk seansta büyük oranda teşhis konulabiliyor, üstelik tedavi protokolü de belirleniyor. “Böylece hasta hem röntgenden ve tomografiden daha az şuaya maruz kalıyor hem de daha tedaviye başlamadan tüm planımızı ve yol haritamızı kendisine aktarabiliyoruz. Örneğin implant gerekiyorsa hangi çapta, hangi uzunlukta implant koyacağımızı kendisiyle paylaşıyor ve böylece bir sürprizle karşılaşmıyoruz” diyen Diş Hekimi Hatice Ağan, bu yöntem sayesinde daha az sarf maddesi kullanarak daha az atık ürettiklerini, böylece doğaya etkilerinin de çok daha az olduğunu vurguluyor.

Hastaya özel tedavi mümkün hale geliyor

Dijital teşhis imkanı ağız diş sağlığıyla ilgili neredeyse tüm sorunların tespitinde artık mümkün hale gelmiş durumda. Tek bir tedavi protokolü değil hastanın ihtiyacına özel tedavileri mümkün kılan bu uygulamalar mevcut sağlıklı dişlerdeki kayıpları da en aza indiriyor. Örneğin ağız içinde eksik bir diş varsa ve bu bölgeye protez yapılması söz konusuysa artık yandaki dişlerin kesilmesine ve onların da ömrünün azaltılmasına gerek olmadan implantlardan faydalanarak, 3 boyutlu görüntüleme sayesinde eksik boşluğun genişliğine uygun kişiye özel implant dayanakları ve protezler yapılıyor.

Estetik gülüş dizaynı 25 sene önce hayal gibiydi”

Yeni teknolojiler estetik diş hekimliği uygulamalarında da yeni ufuklar açıyor. “Bundan 25 sene önce biz daha öğrenciyken hocalarımız estetik amaçlı başlanan bir tedavinin başarılı olma şansı olmadığını söylerlerdi. Halbuki gelişen teknoloji ile porselen restorasyonu da yapıştırma maddeleri de gelişti ve değişti. Şimdi dişlere hiç zarar vermeden ya da çok az dokunarak, kişinin mevcut dokularında bir kayba neden olmadan çok estetik görünümler yakalamaya başladık” diyen Diş Hekimi Mete Dalbeler, böylece “gülüş dizaynı”nın gelişmeye başladığının altını çiziyor. Hastanın görüntüsünü güzelleştirmek için yapılan “gülüş dizaynı” renk problemlerinden beyazlatmaya, şekil bozukluklarından aralık dişlerin düzeltilmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayabiliyor. Ayrıca dişlere tel takılmasını gerektiren ortodontik bir tedavi söz konusu ise bu da şeffaf plaklar veya görünmeyen braketler ile estetik bir biçimde çözümlenebiliyor.

Hangi uygulamalar dijitalde?

Dijital diş hekimliği sayesinde aşağıdaki tüm uygulamalar hatasız bir şekilde ve çok kısa sürede gerçekleştirilebiliyor:

  • Porselen dolgular (inlay-onlayler), kaplamalar, köprüler
  • Porselen kron
  • Lamina denilen yaprak porselenler
  • Zirkonyum kronlar
  • İmplant destekli protezler
  • Dijital röntgenler
  • Bilgisayarlı tomografi görüntüleri