RAMAZAN’DA ŞEKER HASTALARINA ÖZEL BESLENME TÜYOLARI
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte şeker hastalığı başta olmak üzere kronik hastalığı olan kişiler çoğu zaman oruç tutup tutmama konusunda kararsız kalıyor. Şeker hastalığının etkileri kişiden kişiye değişebildiği için hastaların doktorlarına danışmadan tutup tutmama kararını vermemesi gerektiğine dikkat çeken DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Deniz Zünbülcan, oruç tutmalarında sakınca görülmeyen şeker hastaları için Ramazanı rahat geçirmenin püf noktalarını paylaştı.
Ramazan ayının başlamasıyla özellikle şeker hastalığı gibi kronik hastalıkları olanlar oruç tutma konusunda kararsızlık çekebiliyorlar. Şeker hastalarının, doktorları tarafından oruç tutmalarında bir sakınca görülmemişse, diyetlerine özellikle dikkat etmesi gerekiyor. Şeker hastalarının ramazan ayındaki beslenme programının olabildiğince normal beslenme düzenine yakın olması gerektiğini söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Deniz Zünbülcan, öncelikle şekere dikkat edilmesi konusunda uyarıyor.
Vücuda alınan fazla şekere dikkat
Oruç tutan diyabet hastası uzun süreli açlığın ardından iftar ve sahurda yediği besinlerle vücuduna fazla miktarda şeker alır. Bu durum kandaki şeker düzeyinin normalin üzerine çıkmasına neden olur. Tokluk kan şekerinin normalden daha yüksek olması kalp hastalıkları riskini de arttırabilir. Sağlıklı kişilerde yemekten sonra pankreasta üretilen insülin hormonu normal bir şekilde salgılanırken, diyabet hastalarında insülin yeterli düzeyde salgılanmaz. Bu nedenle şeker hastası olan kişiler vücutlarına aniden çok fazla şeker sokmamalı ve pankreaslarını zor durumda bırakmamalılar. Hastaların aniden fazla miktarda yemek yemenin vücuda verdiği yükü azaltmak için öğünlerini bölmesi gerekiyor.
İftar yemekleri hafif ancak kan şekeri dengesini sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, yaklaşık 15 dakika sonra diğer yemeklerle devam edilmesinin daha uygun olduğunu söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Deniz Zünbülcan, iftarda ağır, yağlı, kızartmalar, hayvansal besinler yerine hafif çorba ve sebze yemekleri tercih edilmesini öneriyor. İftardan sonra ise yatmadan yaklaşık 2 saat önce meyve içeren bir ara öğün daha yapılması tavsiye ediliyor.
Gizli tehdit hipoglisemi
Oruç tutarken uzun süre aç kalınması kişilerde bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Uzun süre açlığın getirdiği en önemli tehlike ise hipoglisemi denilen kan şekerinin aşırı düşmesi. Hipoglisemi, kan şekerinin 60 mg/dl’nin altına inmesi olarak tanımlanıyor. Hastaların bu konuda doktor ve diyetisyenlerin önerilerini dinlemeleri ve dikkat etmeleri büyük önem taşıyor.
Sahur ihmal edilmemeli
Şeker hastalarının sahura kalkmadan oruç tutmasının doğru olmadığını söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Deniz Zünbülcan, sahura kalkılması kadar sahurda tüketilen besinlerin de önemine dikkat çekiyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Deniz Zünbülcan’a göre sahurda gün boyunca kan şekeri dengesini sağlayacak besinlere yer verilmesi gerekiyor. Bu besinler arasında protein içeriği yüksek süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi yiyecekler ön plana çıkıyor. Sahurda tüketilecek tuzlu besinler ise gün boyu su ihtiyacını artırabiliyor. Bu nedenle tuzlu zeytin, salamura ürünler, tuzlu peynirlerden uzak durulması gerekiyor. Aynı zamanda sahurda tüketilecek tahıl ürünlerinin de glisemik indeksi düşük tam tahıllı olanlarının seçilmesi gerekiyor. Tam tahıllı ürünler gün boyunca kan şekerinde oluşabilecek dalgalanmaları engelleyerek iştah kontrolünü sağlamaları açısından şeker hastalarının diyetinde yer vermeleri gereken besinlerden biri.
Su tüketimine dikkat edilmeli
Uzun süre susuz kalmak, böbrek fonksiyonlarının olumsuz etkilenmesine neden olabiliyor. Şeker hastalığından olumsuz etkilenebilecek organ olan böbrekleri korumak içinse iftar ile sahur arasında mutlaka yeterli miktarda su içilmesi gerekiyor. Bu oran, kişiden kişiye değişse de ortalama olarak en az 2-2,5 litre olarak hesaplanıyor. Hızlı su tüketimi mide-bağırsak sisteminde ani genişlemeye, kan basıncında ani düşüklüğe, buna bağlı baş dönmesi ve bayılmaya neden olabildiği için hızlı bir şekilde bir yudumda değil; oturarak ve yudumlanarak, yavaş bir şekilde içilmesi gerekiyor.
Su yemek sırasında da çok fazla tüketilmemeli. Çünkü midede bulunan fazla su, mide asidini seyrelterek sindirimi zorlaştırabiliyor. Özellikle et yemeği tüketilen iftar yemeklerinde buna daha çok dikkat edilmesi gerekiyor.